EMEP: SARAYKÖY’Ü GAZA BOĞAN ŞİRKET YETKİLİLERİ VE YOL VEREN KAMU YETKİLİLERİ YARGILANSIN!

Emek Partisi Denizli İl Örgütü Sarayköy’deki patlayan jeotermal kuyuya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bilgi ve belgelerin şeffaflıkla paylaşılması ve şirket yetkililerinin yargılanması gerektiği vurgulandı.

  • 13 Mayıs 2024 - 13:38
  • Son Güncelleme : 13 Mayıs 2024 - 13:40

 EMEP Denizli İş Başkanı Havva Meşe imzalı açıklamada Umumi Hıfzıssıhha’nın acil toplanması çağrısı yapıldı. Jeotermal akışkanların bileşimlerini sıralayan Meşe, “Lityum (Li), bor (B), arsenik (As), kalsiyum (Ca2+), magnezyum (Mg2+), demir (Fe), sülfat (SO4 2-) ve klorür (Cl-) gibi çeşitli bileşenlerden oluşmaktadır. Ayrıca jeotermal buhar belirli miktarda cıva, hidrojen sülfür, amonyak, metan ve radon gibi elementleri de içerebilmektedir. Denizli Umumi Hıfzıssıhha Kurulu ivedilikle harekete geçmeli gerekli incelemeler neticesinde bilgilendirme ve derhal sağlık taraması çalışmalarına başlamalıdır. Sadece patlayan kuyunun değil jeotermalin bölgedeki zararları incelenmeli, kümülatif etki değerlendirmesi yapılmalıdır. Tehlikenin yaratacağı etki ölçülmeli ve gelecekte oluşturabileceği etkiler açısından da tahminler ve çalışmalar yürütülmelidir” ifadelerini kullandı. Ayrıca jeotermalin Aydın, Manisa ve çevre illerde tarıma verdiği zararlar ve Aydın’da artan kanser vakaları hatırlatıldı.

MİLYARLAR VATANDAŞIN CEBİNDEN JES PATRONLARINA

YEKDEM’den yararlanan şirketlere 2018’de 26 milyar TL, 2019’da 38 milyar TL, 2020’nin ilk sekiz ayında 33 milyar TL kamu kaynaklarından aktarıldığını hatırlatan Meşe sözlerini şöyle sürdürdü; “Bazı özel şirketlerin yararlandığı bu ayrıcalıklardan 2020 sonuna kadar devreye girecek tesislerin yararlanması öngörülmüş iken, yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile bu süre 2030 tarihine kadar uzatılmıştı. Yenilenebilir enerji kaynağına dayalı (JES) özel santrallere ürettikleri her Kwh elektrik için 13.2 cent (yaklaşık 4,5 TL) civarında "destek" veriliyor. Jeotermal enerjiye dayalı üretim biçimleri, üretici köylülüğü tamamen bitirip Sarayköy gibi halkın yıllardır geçim kaynağı olan tarımı uluslararası şirketlerin tekeline geçmesinin önünü açacak biçimde yol alıyor. Aracılar ve tüccarların yanı sıra bu büyük tekellere karşı köylü çökertilmektedir.”

Tarım ve gıda tekelleri karşısında ayakta kalabilmek için Sarayköylülerin el birliği, akıl birliği, güç birliği yapmasının acil ve ertelenemez görev olduğunu belirten Meşe, “Sarayköy zehir solumasın! Tüm süreç kamuoyu ile şeffaflıkla paylaşılsın. Yargı süreci bir an önce adil bir şekilde işletilsin. Şirket ve ilgili kamu yetkilileri yargılansın! Doğamız ve yaşam hakkımız için örgütlenelim, birlikte mücadele edelim” dedi.