MEHMET ÖZDEN'İN KALEMİNDEN - SİZ KAÇ PARAYA SUSUYORSUNUZ?
Mehmet Özden'in Kaleminden - Siz Kaç Paraya Susuyorsunuz?


- 03 Haziran 2024 - 07:34
- Son Güncelleme : 03 Haziran 2024 - 07:40
Bir gazetecinin görevi nedir diye sorduğumuzda çoğumuzun aklına gelen ortak bir fikir vardır: Bu meslekte önemli olan doğru bilgiyi kamuoyuna aktarmaktır. Gerçek ile vatandaşı yüzleştirmektir. AKP döneminden önce de medya kuruluşları iktidarın etkisiyle yazdıklarına dikkat eder, birçok konuya karşı sessiz kalırlardı. Ancak son 20 yıl içinde, "havuz medyası" olarak adlandırılan grup, ceplerine giren paranın cazibesiyle hareket etmeye, paranın girmediği zamanlarda ise saldırganlaşmayı alışkanlık haline getirdi. Bunun elbette yerel basın içinde de yansımaları oldu. Denizli medyasında da bunun birçok örneği vardır.
Denizli, geçtiğimiz yıllarda 100’den fazla internet haber sitesine sahipti. İnternet haber sitelerini de kapsayan son basın yasasında yapılan düzenlemelerle bu sayının düştüğünü tahmin ediyorum, ama inanın, çok fazlaydı. Birbirinin birebir kopyası haber siteleri ile bazı belediye başkanlarının rehin alındığına, milletvekillerinin ise rahatsız edildiğine fazlasıyla şahit oldum. Sizler ise sadece okuyan ama işin perde arkasında neler döndüğünü görmeyen kitleydiniz.
Bugün de benzer bir durumla karşı karşıyayız. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından Denizli’de ve Türkiye’de çok ciddi değişimler yaşandı. AKP iktidarı yerelde gücünü kaybetti ve ana muhalefet konumuna düştü. Bununla birlikte, yeni gelen başkanlar basın ile çalışmalarına kısa süreliğine ara verdi. Basın İlan Kurumu üzerinden ilan alan yerel basının bugünlerde zor bir sınavdan geçtiğini biliyorum. Birçok emekçi arkadaşımız bu çırpınış içinde adeta yaprak gibi savruluyor. Hepsine sabır diliyorum. Ancak işin bir de patronlar boyutu var, hatta patronlar kulübü boyutu.
Bu boyutta, meslek grubumuzun başkanı olarak da adlandırılan bazı isimler, özellikle yeni Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu ile anlaşmazlık yaşamaları nedeniyle belediye üzerinden gelecek olan maddi akışın kesilmesiyle büyük huzursuzluklar yaşadılar. Huzursuz olmaları doğal, çünkü yanlarında çalışan basın emekçisi arkadaşlarımız var. Ancak işin ahlaksızlığa varan bir boyutu mevcut.
Bu arkadaşlar, anlaşma yapamadıkları için başkan beye bir süre belirlemişler ve ellerinde bulunan haberleri yapmak için gün sayıyorlarmış. Eğer başkan bey gerekli anlaşmaları yapmazsa, kendilerinin aleyhinde haberler yazmaya başlayacak ve ellerinde bulunan bilgi ve belgeleri sayfalarına taşıyacaklarmış. Eğer patronlarımızın ceplerine para girer, musluklar akmaya başlarsa sessizliklerini koruyacak ve daha ılımlı bir şekilde süreci yöneteceklermiş.
Birçok yerde dile getirdikleri bu durum, maalesef mesleğin geldiği durumun en büyük özetidir. Yarın bu arkadaşlar haberleri paylaşmaya başlarlarsa, bilin ki o haberler doğrudur. Ama aynı zamanda muslukları akmıyordur. Yarın ve ilerleyen günlerde bu arkadaşlar haber yazmazlarsa, bilin ki musluktan kana kana su içiyorlardır.
Bütün bu olan bitenin ardından tek bir şey aklıma geliyor: Siz kaç paraya susuyorsunuz?
İSİM İSİM KONUŞACAĞIMIZ VE BU KÖŞE YAZISININ DEVAMI ‘KAPALI DOSYA’ İLE YOUTUBE KANALIMIZDA OLACAK!