MEHMET ÖZDEN'İN KALEMİNDEN - İÇİMİZDE YATAN EMİN HALUK AYHAN

Mehmet Özden'in Kaleminden - İçimizde Yatan Emin Haluk Ayhan

  • 13 Eylül 2023 - 19:19
  • Son Güncelleme : 13 Eylül 2023 - 20:50

Bazı hikayelerin nasıl biteceğini bilemezsiniz. 

Ama nasıl başladığını bilmek, bazı çıkarımlarda bulunmak konusunda size yardımcı olacaktır.

Bu yazımda sizlere uzun zamandır tanıdığım ve çok değer verdiğim bir abimin hikayesini ve onun nasıl günden güne nefret ettiği kişiye dönüştüğünü anlatacağım. 

Bu hikayede anlatacağım kişi Yasin Öztürk olacak. 

Kendisiyle tanışıklığım 2015 seçimleri öncesine dayanır. Henüz il başkan yardımcısı olarak Feridun Bey ile çalıştığı dönemlerde ismini duymuştum. İl başkanı olduğunda da partisinin aday adaylarından biriyle çalışmam ve parti tabanının sesi olan haberler yapmam nedeniyle tanışıklığımız bir adım öteye taşınmış, aramızda bir samimiyet oluşmuştu. 

Bu samimiyet nedeniyle kendisi ve yakın çevresiyle birçok defa şahsıma ait olan evde oturup kalkmışlığımız, o zamanın gündemini değerlendirmelerimiz olmuştur. 

Neyse, size kısaca hikayemizden bahsedeyim:

Takvimler 7 Haziran 2015’i gösterdiğinde, MHP Denizli il başkanı Yasin Öztürk idi. 

Gece yarısı kameraların karşısına çıkan Devlet Bahçeli “Ben yokum” mesajı verdi. O dönemin Denizli MHP İl Başkanı isyan bayrağını açan ilk isimlerdendi, yani Yasin Öztürk.

Meral Akşener’in dinlenmesi gerektiğini söyleyen Devlet Bahçeli’ye inat, Yasin Öztürk için Meral Akşener’in yanında duran ilk isimlerden demek mümkün. Kendisi o dönemin öncesinde de Denizli MHP tabanının sesi olmayı başarmış. 

Denizli’de bulunan tüm ülkücü camia için Emin Haluk Ayhan’a karşı da tavır göstermişti.

Neydi MHP Denizli tabanının Emin Haluk Ayhan’dan beklentisi… 

Emin Haluk Ayhan’ın Denizli’ye sahip çıkması, teşkilatların ve ülkücülerin yanında olması. Mümkünse etkinliklerde ve çalışmalarda Denizli’yi boş bırakmamasıydı. 

Her şeyden önemlisi ise Denizli adına bir şeyler söylemesiydi. 

Ayrıca bir de genel merkeze gidildiğinde Emin Haluk Ayhan izni olmadan Devlet Bey ile görüşebilen isim de yoktu Denizli’den. Ve bu izni almak da çok kolay bir iş değildi. 

O dönem isyan bayrağını açan isimlerden birisi olan Yasin Öztürk’ün il başkanlığı koltuğuna oturması da siyasi bir zekanın ortaya konuluş hikayesidir. Ufak bir özet oradan vereyim: MHP il başkanlığı koltuğuna otururken kongrede rakipleri Feridun Ünal ve Öztürk Taştan idi. 

Herkesi geride bırakmayı son gün aday olarak başaran Öztürk, isyan bayrağını açtıktan sonra ise genel merkez tarafından görevden alındı. 

Lakin bugün İYİ Parti Denizli’nin içinde oluşan gruplaşmalara ve tabanın sesine baktığımızda, Yasin Öztürk ile birlikte partiyi kuran insanların bir anda ortadan kaybolması sonucu akıllarda tek bir soru oluşuyor: 

İnsan bir gün en nefret ettiği şeye dönüşür mü?

Emin Haluk Ayhan ile ilgili 10 sene önce yapılan eleştirileri bugün İYİ Parti Denizli’de Yasin Öztürk için duymak mümkün. 

İlçeler diyor: ‘Vekilimiz yok!’ 

Hatta ilçeler diyor: (Genel seçimler için) İlk sıra Yasin Öztürk olmamalı, hatta Denizli’den aday olmamalı. (Aynı şey bir dönem Emin Bey içinde sıklıkla söyleniyordu. Kendisinin İzmir adayı olması için Denizli’de ülkücüler ciddi bir baskı uyguladılar. Tabii sonuç olumsuz.) 

Bazı partililer diyor ki: “Genel başkanla görüşmemizin önünde engel Yasin Öztürk” 

Neredeyse 14 ilçe muhalif… 

Partide oluşan gruplaşmaları toparlamaya çalışan her il başkanı adeta ateşten gömlek giyiyor. 

Her seferinde ihale il başkanlarına kalıyor. 

İYİ Parti Denizli 6 il başkanı değiştirdi. Birçoğu vekil ile kavga ederek koltuğuna veda etti.

Bir tanesi benim için çok kıymetli. “YA İLDE YOKSAN” diyerek kendisine saygı duruşu gösterisi yapıyorum. 

Hatta bir dönem Emin Haluk Ayhan’ın Denizli’de oluşturduğu milletvekili listeleri çok konuşulurdu. O listelerden geriye çok da insan kalmadı. 

En son benim Emin Bey’in oluşturduğu Denizli listesinde en çok üzüldüğüm isim Mehmet Uz olmuştu. 

Hatta yaptığı harcamalar nedeniyle Sayın Uz zor dönemlerden geçmişti. 

Sanırım bu dönemde o da hıncını Denizlispor’dan çıkarıyor… 

(Bir ufak benzerlik olduğunu dile getiren çok insan var.) 

Kısaca söylemek isterim ki ya biz zamanında Emin Haluk Ayhan’ı eleştirirken hata yaptık ya da en sevdiğimiz ve değer verdiğimiz insanlar bile bir gün kendi şeytanlarına dönüşebilirler.

İnsanı bu hale getiren nedir diye düşündüğümde 2 şık ile karşı karşıya kalıyorum: 

Deneyimlerimiz ya da hırsımız… 

Deneyimler bizi bu hale getiriyorsa, biz zamanında eleştirerek hata yapmışız demektir. 

Tabanın sesi doğruyu söylememiş anlamı çıkıyor. 

Hırsımız bizi bu hale getiriyorsa, vay halimize… 

İşin ilginç yanı bu benzerlik öyle bir boyuta taşındı ki. Bugün Sayın Vekil'in, Emin Haluk Ayhan’a benzerliği DANIŞ… (Pardon pardon) şoförüne kadar ulaştı. 

Umarım sizi bazı hatalara sürükleyen yol arkadaşlarından ayrılır, tekrar tanıdığımız adam olabilirsiniz abi. 

Maalesef, ben size diğer yakınlık kurmaya çalışan gazeteciler gibi “Denizli siyasetine renk katıyorsunuz” diyemem. Çünkü ben sizi siyah da gördüm, beyaz da. 

Ama sizi ilk defa bu kadar gri görüyorum.