KORONAVİRÜSÜN TÜRKİYE'YE ETKİSİ (HAFTALIK ANALİZ)

  • 19 Nisan 2020 - 20:04
  • Son Güncelleme : 25 Ekim 2022 - 13:16

18 Nisan 2020 itibariyle

grafiklerimiz bir miktar değişti, toplam verilen olduğu sayılardan, 7 günlük

(haftalık) ortalamanın değişimine geçiyoruz. Böylece artık vaka eğrimizi ne

kadar büktüğümüzü (aşağı doğru inişi) tepe noktaya (salgının bulaşma seviyesinin

zirvesi) ne kadar yaklaştığımızı görme imkanımız var.

7 günlük yani haftalık vaka oranları eğrimize göz

attığımızda bu eğriyi bükmeye (aşağı doğru iniş) başladığımızı görüyoruz. 15

Nisan ve 17 Nisan 2020 arasından kaleme aldığımız analizlerimizde günlük vaka

analizlerini yapmıştık. Haftalık vaka analizlerine geçmemizin iki sebebi var.

Birinci sebebimiz ülkemizde resmi olarak ilk vakanın açıklanma tarihi olan 11

Mart’ın üzerinden bir aydan fazla süre geçmiş ve yeterli miktarda veri elde

etmiş olmamız, ikinci sebebimiz ise günlük vaka analizlerinin, salgının

gidişatı hakkında daha uzun bir sürecin modellenmesine imkan sağlamasının

yanında kısa vadeli genel bir modelleme imkanını kısıtlıyor olmasıydı. Haftalık

toplam verilerin analizleri ile, hastalığın kuluçka süresi olan 7-14 gün

sürelerini daha iyi analiz ederek parçalar halinde, pandemi hakkında daha

sağlıklı modellemeler elde etmeyi düşünüyoruz.

İngiltere ve Japonya haricinde genel olarak analizine yer

verdiğimiz ülkelerin vaka eğrilerini bükmeye başladığını görüyoruz. Türkiye’de

bu ülkelerden biri.

Yukarıda ülkelerin, gerçekleşen üçüncü ölümden günümüze, 7

günlük (haftalık) ölüm eğrisini görüyoruz. Ülkemiz 18 Nisan 2020 itibariyle

vaka eğrisini bükmeye (aşağıya doğru iniş) başlamasına karşın ölüm eğrisinde

henüz bunu başarabilmiş değil. Bunun başlıca sebeplerinden biri tespit edilen

pozitif vakaların, pozitif vaka eğrisine etkisinin, ölümlerin ölüm eğrisine

etki süresinden kısa olması. Yani vakaları analiz ettiğimiz süreler içerisinde

ölümlerin altyapısı yeni oluştuğu için olumluya gidişi daha geç yakalıyor.

Ülkemiz yoğun bakım yatak kapasitesini ve solunum cihazı yeterliliğini koruması

durumunda bir süre sonra ölüm eğrisini aşağı doğru bir harekete çevirebilir.

Ölümlerin katlanma süreleri ise artış eğilimde gözüküyor.

Ölümlerinin katlanma sürelerinin artması salgının gidişatı adına olumlu bir

veridir. Ölümlerin katlanma süresi, gerçekleşen ölüm sayılarına, ne kadar

sürede tekrar ulaştığımızı gösterir. Örnek olarak bugün 10 vefat gerçekleştiyse,

20. Ölüme ne kadar uzun sürede ulaşırsak, salgının yayılma hızını düşürmüş

oluruz. Türkiye’nin verileri bunu başarmakta olduğunu gösteriyor.

Ölüm oranları ve iyileşme oranlarının birlikte verildiği

(yeşil ve kırmızı) grafiğimizde, iyileşme oranlarının ciddi miktarda

yükseldiğini görüyoruz. Ölüm oranı grafiğimiz ise, ölüm eğrimizin yükselmesine

rağmen, günlük verilerde sayısal olarak birbirine yakın değerler elde

etmemizden dolayı daha doğrusal (düz) ilerleme gösteriyor. İyileşme oranlarının

yüksek olmasının iki temel sebebi öne çıkıyor. Bunlardan ilki, Türkiye’nin

kısıtlı sosyal mesafe önlemlerine rağmen, vaka sayılarını düşük tutabilmesi

sebebiyle, enfekte olan kişilerin sağlık sisteminden yararlanabilmiş olması.

İkincisi ise Türkiye’nin uzun yıllar üzerine koyarak geliştirmiş olduğu tıp

eğitimi gösterilebilir. Doktorlarımız, sundukları çeşitli destekleyici tedavi

yöntemleri ile enfekte olan kişileri artışa geçirmiş gözüküyor.

Yukarıda toplam üç grafiğimiz bulunuyor. Bunlardan en üstte

sütun şeklinde gösterdiğimiz grafiğimiz tüm verileri (günlük yeni vaka, toplam

vaka, toplam ölüm ve toplam iyileşen) sayılarını gösteriyor. Sol altta bulunan

grafiğimiz vakaların ve ölümlerin artış hızını gösteriyor. Ülkemizde vakaların

ve ölümlerin artış hızı düşme eğilimdedir. Bugün (18

nisan 2020) açıklanan sayılar da genel gidişat açısından iyi anlama geliyor.

Özellikle pozitif oranın günlükte %9'lara, toplamda %13'ler seviyesine inmesi,

iyileşme oranının ise %13'e yaklaşması sevindirici.

18 Nisan 2020 itibariye toplam pozitif vaka oranımız 7

nisandan itibaren sürekli azalmaktadır. Sağ atta bulunan mor ve siyah iki eğri

ile gösterdiğimiz grafikte ise entübe (solunum cihazına bağlı kişiler) ile

yoğun bakımda tutulan kişilerin oranlarını görüyoruz. Bu iki verimizden yoğun

bakım hasta sayımız 2 nisan itibariyle, entübe hasta sayımız ise 30 mart

itibariyle sürekli azalmaktadır.

Ülkemiz 18 nisan 2020 itibariyle salgınla mücadele konusunda

en başarılı ülke konumunda olmasada, sınırlı önlemlere rağmen ortaya koyduğu

performans ile ümit vaat etmekte.

Tüm bunlara ek olarak salgınla mücadelede en başarılı ülke

olmak gibi bir amacımızın zaten olmadığını, önemli olanın tüm imkanlarımız ile

sağlık sistemimizi ayakta tutarak insanları yaşatmak olduğunu unutmamalıyız.