HAYVANSEVERLERDEN 'UYUTMA' TEKLİFİNE KARŞI DİRENİŞ

Denizli'de, sahipsiz sokak köpekleriyle ilgili sorun, vatandaşlar arasında büyük bir tartışma konusu haline geldi. Bazı vatandaşlar, köpeklerin toplanarak bakım evlerine yerleştirilmesi gerektiğini savunurken, hayvanseverler bu çözüme karşı çıkıyor.

Bu duruma tepki göstermek için bugün Candoğan Parkı’nda toplanan hayvanseverler, basın açıklaması düzenledi. Basın metnini hayvanseverler adına Nazlı Hasret Yılmaz okudu. Yılmaz, konuşmasında sokakta yaşayan köpeklerin toplanarak bakım evlerine kapatılmasını ve sahiplendirilmeyenlerin uyutulmasını öngören yasa teklifine tepki gösterdi.

Nazlı Hasret Yılmaz, “Son günlerde basına yansıyan haberlerden ve siyasilerden yapılan açıklamalardan öğrendiğimiz üzere, sokakta yaşayan köpeklerin toplatılıp bakım evlerine kapatılarak 30 gün içinde sahiplendirilmeyenlerin uyutulacağı bir yasa teklifi, Meclis gündemine girmek üzere. Bu yasa teklifi, Hayvanları Koruma Kanunu'nun 6. Maddesinden vazgeçilerek, sokakta yaşayan köpeklerin tamamının 'uyutma' adı altında öldürülmesini planlamaktadır" dedi.

"Yerel Yönetimler ve Kurumlardan Hesap Sorulmalıdır"

Nazlı Hasret Yılmaz, "Uyutma kelimesi, aslında öldürmek anlamına geliyor. Ötenazi, bilimin verilerine göre iyileştirme olanağı olmayan, dayanılmaz acılar çeken hastaların rızası ile uygulanan bir yöntemdir. Ancak burada yapılan, sağlıklı ve mutlu canlıların öldürülmesidir. Bu, vicdana aykırıdır. Aylardır yürütülen algı operasyonları ile sokakta yaşayan hayvanlar insanlar için tehdit ve güvenlik sorunu olarak gösterildi. Ancak, görevini ihmal eden yerel yönetimler ve kurumlar ile bu kurumları denetlemekle yükümlü Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan hesap sorulmamıştır" şeklinde konuştu.

Yılmaz, konuşmasında örnekler vererek, "Şehrimizde, gök gürültüsünden korkan bir köpek bodruma sığındığı için kafasına ruhsatsız silahla ateş edilerek öldürüldü. Kaldırımda uyuyan zavallı bir köpeğin üzerinden defalarca araçla geçildi. Bu ülkede, mahallelerde yaşayan uyumlu köpekler toplanarak arazilere atıldı, barınaklara kapatıldı ve vahşice öldürüldü" dedi.

"Öldürmek Çözüm Değil"

Nazlı Hasret Yılmaz, "Bu ülkede kısırlaştırıldığını sandığımız küpeli köpekler doğurdu. Barınaklarda hayvanlar açlıktan birbirlerini yedi. Hayvanlar, kalbine çamaşır suyu enjekte edilerek günlerce can çekişerek öldürüldü. Toplu mezarlar açılarak hayvanlar diri diri toprağa gömüldü. Güvendiğiniz barınaklarda hayvanlar kafasına kürekle vurularak öldürüldü. 114 yıldır bu ülkede hayvanlar öldürülüyor. Hayırsız Ada olayını hepimiz biliyoruz. Binlerce köpeğin açlıktan birbirlerini parçaladığını biliyoruz. Bu vahşet, popülasyonun artmasına engel oldu mu? Hayır! Öldürmek çözüm değil" diye belirtti.

"Çözüm Önerileri Çok Basit"

Nazlı Hasret Yılmaz, "Biz Müslüman bir ülke olarak merhametli ve vicdanlı bir toplumuz. Dünyaya örnek olan 2004 yılında çıkarılan 'Kısırlaştır, aşılat, yaşat' maddesini uygulamadığınız için bugün bize Avrupa modeli diye dayatılan 'uyutma' adı altında hayvanların öldürülmesini asla kabul etmiyoruz. Bugün 1393 belediyenin 1100'ünde bakımevi yok. Siz bu hayvanları nereye toplayacaksınız? 30 gün boyunca bu hayvanlara nerede bakacaksınız? Hayvanlar birbirini parçalayarak öldürecekler ve siz sahiplenildi mi diyeceksiniz? Çözüm çok basit! Bir yılda etkin bir kısırlaştırma ile popülasyonu tamamen durdurabiliriz" dedi.

Nazlı Hasret Yılmaz, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

    Gönüllüler ve STK'larla işbirliği içinde kısırlaştırma seferberliği başlatarak, 1393 belediyede günde ortalama 11 kısırlaştırma yaparsak, 1 yılda 4 milyon hayvan kısırlaştırılabilir.

    Üretim çiftlikleri kapatılacak.

    Hayvan satışları yasaklanacak.

    Yurt dışından kaçak hayvan girişi yasaklanacak.

    Merdiven altı üretimler engellenecek.

    Köpek dövüşleri yasaklanacak.

Bu önerilerin uygulanmaması durumunda, altından kalkamayacağımız veballerle karşı karşıya kalacağız" dedi.

Yılmaz, "Bizler haksız yere bir serçeyi öldürenden Allahu teala kıyamet günü hesap soracak diyen peygamberin ümmetiyiz. Kalbimiz sevgi ve merhametle dolu. Bir yılda insani ve vicdani olarak çözebileceğimiz kontrolsüz üretimi durdurabilecekken, uyutma adı altında öldürmeyi yani katliamı asla kabul etmiyoruz! Yaşam hakkı her canlıya eşittir, eşit olmalıdır" diyerek konuşmasını tamamladı.