MEHMET ÖZDEN'İN KALEMİNDEN - BARO DEDİKODULARI VE CEVAPSIZ SORULAR

Mehmet Özden'in Kaleminden - Baro Dedikoduları ve cevapsız sorular

  • 28 Eylül 2024 - 19:13
  • Son Güncelleme : 28 Eylül 2024 - 23:16

Denizli Barosu, önümüzdeki ayın 2. haftasında seçime gitmeye hazırlanıyor. 4 adayın yarışacağı bu seçimlerde listeler hazırlandı, adaylar çalışmalarını sürdürüyor. Bu tarz seçim dönemleri her zaman piyasaya can vermiştir; toplantılar, yemekler, davetler, eğitimler, kokteyller. Gerçekten de ortalığın hareketlendiğini görmek mümkün.

Adaylarımızı bilmeyen okurlarımız için ufak bir tanıtım yapayım: Adnan Demirdöğer, Jülide Keleş Yarışan, Uğur Şimşek ve Ferman Akgün… Pardon, Ufuk Kök. Ufak esprilerle yüzünüzde bir tebessüm oluşturmak istiyorum; biliyorum, yazı okumak bazı okurlarımız için sıkıcı olabilir. Lütfen bu latifelerim nedeniyle kırılganlık göstermeyin.

Seçimlerde son düzlük. Adaylar sahada, listeler sahada. Herkes kapı kapı dolaşıyor ve etkinliklerle meslektaşlarıyla bir araya geliyor. Ben de uzun süredir yakından takip ettiğim Denizli Barosu adaylarını, kendi yaş grubumun anlayacağı dilden tanıtmak istiyorum. Kıymetli avukat arkadaşlarım, bu seçim atmosferinde biraz gülmeyi hak ediyorlar.

En kolay tanıtımla başlamak istiyorum: Avukat Uğur Şimşek. Baronun renkli karakterlerinden biri olduğunu biliyorum. Giyim tarzı fena değil. Elimde başka bilgi de yok inanın. Kendisiyle tanışma fırsatım olmadı ama programa davet edeceğim, hep beraber tanırız.

Denizli Barosu’nun "şirin babası", mevcut başkan Adnan Demirdöğer’i tanıtmak isterim. Kendisi, bayrağı Müjdat Bey’den devraldıktan sonra baronun başkanlık vazifesini yürütmekte. Sayın başkanın en ilginç özelliği ise hayatımda gördüğüm en "ponçik" başkanlardan biri olması. Sıklıkla kendisini eleştirmem ve hakkındaki haberlerime rağmen, beni her gördüğünde tebessümle karşılaması tam bir siyasi karakter olduğunun en büyük göstergesidir. Özellikle son Tahir Elçi haberimde kendisini sert bir şekilde eleştirmiştim ve o dönem bu haberi yapan tek gazeteci bendim. Meslektaşlarımın es geçtiği ama önemli bir haberdi. Tüm bu krizlere ve eleştirilerime rağmen, hala telefonu babacan bir tavırla açar; ancak şehir dışında olduğu zamanlarda, telefonunda yaşanan bir sorun nedeniyle kendisine ulaşılamaz. Yönetim tarzını en iyi baroya bağlı avukatlar bilir ama Ufuk Kök’ün, 2 yönetim kurulu üyesiyle birlikte mevcut yönetimden ayrılarak adaylık yarışına girmesi, içeride çatlaklar olduğunu gösteriyor. Yönetimde ne tür krizler yaşandı veya yaşanacak, göreceğiz. Kendisine yöneltilen en büyük eleştiri bir daha aday olmayacağım bu son dönemim demesine rağmen tekrar yarışa girmiş olması. Meslektaşlarının genel eleştirisi sözünü tutmadığı yönünde.

Ve en iddialı isim: Ufuk Kök. Kendisinin "ultisi" Ferman Akgül! Şahsen tanıdığım ve hiperaktif başkan adayımız, R tuşuna bastığında Ferman ortaya çıkıp "EVDEKİ SES! EVDEKİ SES!" diye bağırıyor! Ufuk Bey, bu seçim döneminde belden aşağı birçok vurgun yedi, ancak sakinliğini gayet iyi koruyor. Sanırım Manga şarkılarının yatıştırıcı bir etkisi var. Bu sessizlik bana iyi geliyor, ancak cevaplanması gereken bazı sorular var. Mevcut başkanın yönetiminde yer alırken neden bu yarışa girmeyi tercih etti? Yönetimde gördüğü hatalar nelerdir? Temsiliyet eleştirilerinin yoğunlaştığı bu dönemde, bu konularda açıklama yapmasını bekliyorum. Çünkü temsil eleştirileri alan bir isim olmasına rağmen mevcut başkan Adnan Demirdöğer döneminde baronun tüm etkinliklerinde ve faaliyetlerinde başkan yokken kendisi yer aldı. Gençlerle olan diyalogu, Ufuk Bey'in en büyük avantajı. Denizli Barosu'nun yüzlerce genç avukatı bulunuyor ve Ufuk Bey'in gençlerle arası her zaman iyi olmuştur. Muhtemelen bu gençler, seçimin kaderini belirleyecek.

Jülide Hanım'a gelince, kendisiyle tanışma ve görüşme şansım oldu. Konuşmamız "off the record" olduğu için, etik sebeplerle bu görüşmeyi paylaşamayacağım. Ancak adaylık sürecinin geç açıklandığı ve sol kesimde bir birleşme aynı zamanda ortak fikirle çıkmadığı yönünde eleştirileri sıklıkla duyuyorum. Ayrıca, kendisinin eski başkan Müjdat İlhan’ın adayı olduğu sıkça konuşuluyor. Bunun gerekçesi ise yine aynı tarafların söylemine göre Julide hanımın siyasete çok sıcak bakmaması ve siyasi bir beklentisinin olmaması. Genellikle Baro Başkanlarının siyasete atılması ve hızlı bir şekilde yükseldiği görülür. Böyle bir durumun olması BARO BAŞKANLIĞI sonrasında MERKEZEFENDİ İLÇE BAŞKANLIĞI görevine gelen Müjdat İlhan’ın siyasi olarak başka bir rakiple çarpışma ihtimalini ortaya çıkaracaktır. Ozan Orpak bunun en büyük örneklerinden biri olmuş sayın İlhan ile siyaseten sık sık karşıya gelmiştir. Sayın İlhan sıklıkla milletvekili çıkaran Denizli Barosu’ndan Başkanlığı sonrasında bir süre kendi köşesine çekilip İlçe başkanlığı görevi alarak siyasi yoluna devam ettiği için tekrar bir rakip istememesi çok normal. Jülide Hanım'ın sosyal medyayı aktif kullanması ve eğitimler vermesi takdire şayan olsa da, meslektaşları arasında henüz yeterince tanınmıyor olması bir dezavantaj. Tanıdığı kişilerin az olması nedeniyle yanlış büroları ziyaret ettiği ve bazı fotoğraflarının başını ağrıttığı da biliniyor. Bu seçimde herkesi tanımaya zaman yetmeyebilir, ancak uzun vadede idealleri olan bir insan için zaman her zaman vardır.

Gelelim muhabbetin sonuna, kıymetli okurlar. Başkan adaylarını programıma davet ettim. Adnan Bey nezaketle teklifimi kabul etti. Ufuk Bey'le de bir program hazırladık. Jülide Hanım'a da teklifim hala geçerlidir. Uğur Bey’i ise şahsen çok merak ediyorum, teklifimi kabul etmezse bile kamerayla peşinde koşarım!

Köşe yazımızın ardından elbette bir KAPALI DOSYA programı çekeceğiz. Bunun için YouTube Haberci Kuş kanalına abone olmayı unutmayın. 

Hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.

Bu arada bir şey diyeceğim: “Kim lan bu İbrahim Okkaya, Aykan Demirkapı, Özgür Kargül” J