HORZUM GÜVEN TAZELEDİ, GENÇLİK SESSİZCE ÇEKİLDİ

Kongrede yeniden il başkanlığına seçilen Ali Osman Horzum’un zaferinin hemen ardından, İl Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Özdarak sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla istifasını duyurdu.
Özdarak açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Değerli Cumhuriyet Halk Partililer;
Onur ve gururla yürütmekte olduğum Cumhuriyet Halk Partisi Denizli Gençlik Kolları İl Başkanlığı görevimden, gördüğüm lüzum üzerine istifa ettiğimin bilinmesini istiyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir evladı olarak partimizin iktidar hedefi doğrultusunda var gücümle çalışmaya devam edeceğim.
Bu süreçte bana ve arkadaşlarıma güvenen, inanan ve bizlere destek olan herkese teşekkür ederim.”

Parti kulislerinde Özdarak’ın, kongre sonrası oluşan yeni yönetimle fikir ayrılıkları yaşadığı ve çalışma ortamında zorluklar hissettiği konuşuluyor. İstifanın “kişisel bir karar” gibi yansıtılmasına rağmen, parti içi uyumsuzlukların uzun süredir bilindiği belirtiliyor.

Bir Sessiz Ayrılık Daha Yaşanmıştı

CHP Denizli’de gençlik kollarındaki huzursuzluk aslında yeni değil.
Geçtiğimiz dönemde Merkezefendi İlçe Gençlik Kolları Başkanı Simge Depboylu da sessiz sedasız istifa etmişti.
Depboylu, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından AMFİ Park’ta yapılan eylemlere öncülük etmiş, ancak İl Başkanlığının talimatıyla bu eylemleri sürdürmemesi istenmişti.
O gün polis eylemcilere TOMA ile müdahale etmiş, 7 genç gözaltına alınmıştı.
Gençlerin yalnız bırakıldığını düşünen Depboylu, hem görevinden hem partisinden istifa ederek tepkisini ortaya koymuştu.

Gençlik Gidiyor, Sessizlik Kalıyor

CHP Denizli’nin gençlik örgütlerinde yaşanan bu istifalara rağmen ne İl Başkanı Ali Osman Horzum’dan ne de Merkezefendi İlçe Başkanı Müjdat İlhan’dan bir açıklama geldi.
Parti yönetiminin sessizliği, tabanda “Gençler neden gidiyor?” sorusunu daha da büyütüyor.
CHP’nin genç kadrolarının partinin enerjisini sahaya taşıyacak en önemli güç olduğu düşünüldüğünde, bu sessizlik birçok partili tarafından “kaygı verici bir tablo” olarak değerlendiriliyor.

İmamoğlu Sürecinde Eksik Kalan Eylem Duruşu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan süreç, CHP Denizli’deki eylem hattını da tartışmalı hâle getirdi.
Parti, Delikliçınar Meydanı’nda altı gün süren mitinglerle süreci yönetti; ancak tabanda bu mitinglerin “siyasi propaganda”ya dönüştüğü eleştirileri yükseldi.

Vatandaşlar yürüyüş yapmak ve demokratik tepkisini göstermek isterken, CHP İl Yönetimi ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu valilikle anlaşarak yürüyüş rotasını sınırlı bir güzergâhla sınırlandırdı.
Yürüyüşlerin ardından düzenlenen mitinglerde ise birçok katılımcı,

“Mitinge değil, eyleme geldik.”
diyerek partinin tutumuna tepki gösterdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla Türkiye’nin birçok büyükşehirinde geniş katılımlı mitingler yapılırken, Denizli’de büyük bir mitingin hiç düzenlenmemesi de partililer arasında eleştiri konusu oldu.
Özellikle gençlik örgütleri, bu süreçte “tepki vermek isteyen bir tabanın yönsüz bırakıldığını” savunuyor.

CHP Denizli’de Gençlik Kırılgan Bir Noktada

Gençlik kollarında yaşanan istifalar ve eylem dönemindeki koordinasyonsuzluk, CHP Denizli’nin örgütsel bütünlüğüne dair soru işaretleri yaratıyor.
Partililer, gençlerin enerjisinin ve cesaretinin korunması gerektiğini, aksi hâlde partinin sahadaki dinamizmini yitireceğini vurguluyor.
Gençlerin birer birer ayrılması, “örgüt içi dayanışmanın mı zayıfladığı yoksa gençlere alan mı tanınmadığı” sorularını da beraberinde getiriyor.

Sessiz İstifalar, Gür Bir Uyarı Olabilir

CHP Denizli’de yaşanan istifalar, yalnızca birkaç gencin görev bırakması olarak okunmamalı. Bu sessizlik, partinin tabanından yükselen bir uyarı niteliği taşıyor. Gençler, temsil edilmek, söz söylemek ve mücadele alanlarında var olmak istiyor. Ancak karar mekanizmaları dar bir çevrede kalmaya devam ettikçe, partinin geleceğini inşa etmesi beklenen genç kadrolar yavaş yavaş uzaklaşıyor. CHP Denizli, eğer bu gidişi fark etmezse, yalnızca birkaç koltuğu değil, yarınlarını da kaybedebilir.