HAYRİ ÜN'ÜN KALEMİNDEN - DEPREM FELAKETİNİ 306 YIL ÖNCE BİZ DE YAŞADIK

Hayri Ün'ün kaleminden - Deprem Felaketini 306 Yıl Önce Biz de Yaşadık

  • 18 Kasım 2023 - 17:04
  • Son Güncelleme : 18 Kasım 2023 - 17:26

19 Kasım… 1717 yılında Denizli’de yaşanan şiddetli, yıkıcı, çok fazla can ve mal kaybının yaşandığı depremin yıl dönümü… Ülke olarak en son canımızı acıtan Kahramanmaraş depremlerini 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadık.

İnsan hafızasının acıları, sevinçleri, öfke ve sevgiyi canlı tutma süresinin on dokuz gün gün olduğu söylenir. Bu açıdan bakıldığında biz en son depremi ve daha önceki depremleri çoktan unuttuk. 19 Kasım 1717 Denizli depreminin etkileri ve o gün yaşananlar ile ilgili halk arasında konuşulan hiçbir hikaye duymadım. Bu yüzden günümüzden 306 yıl önce yaşanan 1717 Denizli depremini hatırlamamız da mümkün değil. Elimizde o günden kalan Denizli Büyükşehir Belediye’sinde bulunan zamanın Denizli eşrafı tarafından zamanın padişahı 3. Ahmed’e yazılan bir belge var. O belgeye bakıldığında son Kahramanmaraş depremlerinde yaşananların ve bugün depremzedeler tarafından anlatılanların neredeyse tamamının 1717’deki Denizli halkı tarafından yaşandığına dair ifadeler görebilirsiniz. 

Padişah III. Ahmed’e yazılanlar ile günümüzde televizyondan Sosyal medyadan izlediklerimizi ve depremi yaşayanların hikayelerini bir araya getirip yorumlamak, hissetmek, empati kurmak gerekir. Neden mi? Çünkü o depremi biz de bir kez daha yaşayacağız da ondan. Ya gelecek olan depremi hiçbir şey yapmadan bekleyeceğiz ya da depreme hazırlık yapacağız ve gelecek depremde olası can ve mal kayıplarını en aza indireceğiz. Olayın vahametini (korku verici, tehlikeli durum, kötü ve güç durum) hissetmeden bir adım atmamız da ne yazık ki mümkün değil. 

6 şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler ile ilgili günlerce programlar yapıldı. Milyonlarca sosyal medya paylaşımları oldu. Mahkemelerde on binlerce dosya oluştu. Ciltlerle ifade edilebilecek raporlar yazıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yazılan araştırma raporu bile 936 sayfadan oluşuyor. Her şeyden önemlisi on binlerce insanımız öldü, evsiz kaldı, anasını, babasını, evladını kaybettiler, sahipsiz kalanlar oldu. O kardeşlerimizden bir kısmı şehrimize geldi. 86 milyon olarak onlara yardımcı olmaya çalıştık. Toplanan yardımların bir kısmı açıklandı. Ama ben size açıklanmayan yardımlardan bahsedeyim. Bu ülkede yaşayan herkes bir şekilde yardımlara elini uzattı. Bence her vatandaş en az bin TL harcadı. Ya evini açtı, ya eşya temin etti, ya erzak verdi, ya taşımada yardımcı oldu. Bu da toplamda en az 86 milyar TL yapar. Bu bedeli hep birlikte içimizden gelerek, hiçbir karşılık beklemeden ödedik. 

Gelelim 19 Kasım 1717 depreminde Denizli Halkının yaşadıklarına. Bunu da Denizli eşrafı tarafından Padişah III. Ahmed'e gönderilen sadece bir sayfalık metinden okuyabiliyoruz. Lütfen, bu metni okurken en son Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşananları hatta kendi yapmaya çalıştığınız destekleri de  gözünüzün önüne getirin. 

… “18 mahalleden oluşan Denizli şehrinde, 19 Kasım 1717 günü öğlen vaktinde zelzele-i azime (çok şiddetli deprem) olmuştur.” …

 Depremin tarihini ve çok büyük olduğunu ilk cümlede belirtmişler. Ancak o günün ilginç durumu var. 19 Kasım 1717 günü Cuma gününe denk geliyor. Deprem de tam Cuma namazı vaktinde oluyor. Yani insanlar toplu halde camideler. Yazının devamında “öğle namazını kılanlardan hiç kimse kurtulamamıştır” deniyor ama Cuma namazı olduğu belirtilmemiş. İnsanın aklına vakit namazında çok insan olmaz diye akla geliyor ama namaz Cuma namazı ve cami tamamen yıkılıyor. Depremin ne zaman olacağı ve bizi nerede yakalayacağı kesinlikle belli değil ve insan seçmiyor. 

… “Şehir içinde bulunan kale ile camiler, mescitler, hanlar, hamamlar, okullar, çarşı, pazar, dükkanlar ve evler bir anda tamamen yıkılmış ve sağlam hiçbir bina kalmamıştır. Deprem sırasında cami ve mescitlerde bulunan ve öğle namazını kılanlardan hiç kimse kurtulamamıştır. Aynı şekilde o sırada hamamlarda bulunan kadın, erkek ve çocuklardan da kurtulan olmamıştır. Deprem sırasında evlerinde bulunan ve yıkıntılar altında kalanların ancak onda biri canlı olarak kurtarılabilmiştir. Sadece, evleri dışında bağ ya da tarlarında bulunanlar depremden zarar görmemiştir. “… 

O günkü imkânlarla yıkıntı altında kalanlardan sadece onda biri kurtulabilmiş. Tarihin 19 Kasım olduğu ve o dönemlerde kışların daha sert olduğu düşünülürse Kahramanmaraş depremlerinde de gördüğümüz donarak ölme olayının çok fazla yaşandığını da söyleyebiliriz.

… “Deprem nedeniyle yıkıntılar altında kalarak hayatını kaybedenlerin sayısı 6 bindir. Depremden sonra çıkan yangın nedeniyle de evlerdeki tüm mal, erzak ve eşyalar yok olmuştur.”…. O günkü bilgilere göre Denizli’nin 18 mahalleden oluştuğu ve 12 bin kişinin yaşadığı belirtiliyor. 6 bin kişi yani nüfusun yarısı ölmüş. Bunu abartılı bulanlar var. “Metnin sonunda Padişahtan vergi indirimi, yardım istiyorlar. Bu yüzden abratmış olabilirler” diyenler var. Hadi abartılı olduğunu kabul edelim. 3 bin olsun, hatta bin olsun. Bu da o günkü nüfusun onda bir eder. Bugünkü Denizli nüfusunu bir milyon ise bu da yüz bin kişinin ölmesi anlamına gelir. 

… “Zaten fakir olan halk deprem ve akabinde çıkan yangın nedeniyle şehri terk etmek zorunda kalmış ve çevre iller olan Isparta, Muğla, Aydın ve Kütahya taraflarına göç etmiştir. Halk yardıma muhtaç olup çok perişan bir haldedir.”… Bu ifadeler de tanıdık geldi değil mi? Kahramanmaraş depremlerinden sonra depremden etkilenen binlerce kişi işini, evini bırakıp Denizli ve diğer illere göç etmek zorunda kaldılar.   

… “Ayrıca Denizli yakınlarında olan Eskihisar, Kurudere, Bağbaşı, Kebir, Zekeriya, Goncalı, Karakova, Kayahan ve Hacıeyüplü köyleri de tamamen yerle bir olmuştur. Bu köylerde yaşayanların çoğu hayatını kaybetmiştir. Kurtulanlar ise perişan bir durumdadır”… Bu yerler de tanıdık değil mi? Bu yerleşim yerleri hala aynı isimleri ile Denizli’de kurulular. Hatta bir önceki cümlede tarihi Kaleiçi çarşısının da tamamen yıkıldığı ifade ediliyor. Gelecek depremde –eğer önlem alamazsak- yine Denizli’de benzer sonuçlar yaşanacak. 

Bugüne kadar olan deprem kayıtları incelediğinde uzmanlara göre çok şiddetli depremler 300-350 yılda bir gerçekleşiyor. 300 yıla göre süre doldu. Buna göre Denizli’de her an şiddetli ve yıkıcı bir deprem olabilir. 350 yıla göre daha 44 yıl var. Denizli için bir başka veri de 20 Eylül 1899 depremi. Bu depremde de 1.117 – 1.470 kişinin vefat ettiği ifade ediliyor. 1717’den 1899’a 182 yıl. 1899’a 182 yıl eklersek 2081 yılı yani 58 yıl daha var. Ancak bunların hepsi sayısal bir takım veriler. Denizli’de felakete dönüşecek bir deprem her an oluşabilir. 

Ülke olarak bu depremleri yaşadık yaşamaya devam edeceğiz. Her depremden sonra dersler çıkaracağımızı söyledik. Mevzuatları değiştirdik. Önlem alacağız dedik. 1999 Gölcük depreminden sonra çok kapsamlı değişiklik yaptık. 2012’de kentsel dönüşüm yasasını çıkardık. Ama 2023’te Kahramanmaraş depremlerinden sonra felaket yaşadık. 2012’deki kentsel dönüşüm yasamızın yeterli olmadığını gördük. Bir hafta önce kentsel dönüşüm yasamızı yeniledik. Yeni yasa neler getiriyor? Derdimize çare olabilecek mi? Bu konular hakkındaki düşüncelerimi daha sonraki yazılarımda dile getireceğim. 

Dostlukla

18 Kasım 2023

hayri.un@gmail.com