EMEP'TEN DENİZLİ BÜYÜKŞEHİRE İŞÇİ ADAY

EMEP, Denizli Büyükşehir Belediyesi adayını Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan’ın katıldığı toplantıda açıkladı.

  • 05 Şubat 2024 - 20:26
  • Son Güncelleme : 05 Şubat 2024 - 20:28

Toplantıya sendika, dernek, sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileri de katıldı. TMMOB lokalinde yapılan toplantıda açılış konuşmasını Emek Partisi (EMEP) Denizli İl Başkanı Havva Meşe yaptı. 2 ay önce ortak aday için çağrı ve toplantı yaptıklarını ancak ortaklaşma zemini olmayınca emeğin söz sahibi olduğu kentler için EMEP olarak seçimde aday gösterdiklerinin altını çizen Meşe, “Kravatı parlak olan değil eli nasırlı olanlar kazanacaktır. Kentte ‘Başkanların’ değil, işçilerin söz hakkı için örgütlü mücadeleyi büyütelim” sözleriyle örgütlü mücadeleyi büyütme çağrısında bulundu. Meşe’nin işaret ettiği Aralık ayında yapılan yerel seçim toplantısına, DEM Parti, EMEP, SOL Parti, TİP, TKP, TÖP katılmıştı. Ortak aday, çalıştay, meclis üyeliği fikirlerinin tartışıldığı toplantıdan ortak bağımsız aday çıkmayınca EMEP Denizli’de işçi adayla seçime girme kararı aldı. EMEP’in Denizli Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı, enerji iş kolunda sendikal mücadele geçmişi olan Özcan Göçer oldu. 

“SORUNLARIN KAYNAĞI SERMAYEDEN YANA TERCİHLER”

Konuşmasında tek adam rejiminin anti demokratik uygulamalarına değinen EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, halk iradesine atanan kayyumlara işaret ederek, “Halk iradesiyle seçilmiş belediye başkanları görevden alınarak belediyelere kayyum atanıyor. Belediye başkanı eğer suç işlemişse, halkın çıkarları karşısında hareket etmişse onu görevden alma yetkisi yine halkta olmalıdır. Halk seçtiği belediye başkanını 5 yıl beklemeden görevden alabilmelidir. Ancak seçilmiş belediye başkanlarını görevden alma yetkisi asla ve asla cumhurbaşkanının iki dudağı arasında veya içişleri bakanlığında değildir” ifadelerini kullandı. Sermaye iktidarının karşısında emeğin söz sahibi olduğu kentler için Denizli Büyükşehir Belediyesi’nde enerji işçisi Özcan Göçer’i aday gösterdiklerini duyuran Gürkan, “Sermayeden yana tercihler nedeniyle bugün yaşadığımız sorunları yaşıyoruz. Bu tercihlere müdahale ettiğimizde bu durum değişecektir. Örgütlü gücümüzle bu durumu değiştireceğiz. O nedenle biz de Denizli’de yıllardır işçi sınıfı içerisinde mücadele etmiş, sendikal mücadelenin bir parçası olmuş, bugün de bu mücadelenin bir parçası olmaya aday bir arkadaşımız, emekli enerji işçisi Özcan arkadaşımızla yol yürümek istedik. O da işçi sınıfının siyaset yapma hakkına olan sorumluluğu gereği kabul etti” dedi. 

“YOKSULLUK SINIRI ALTINDA GELİRİ OLANLARIN FATURALARINI YEREL VE MERKEZİ İKTİDAR KARŞILASIN!”

Salondakileri selamlayarak konuşmasına başlayan Denizli Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Özcan Göçer kendini şu sözlerle tanıttı; “32 yıl TEDAŞ ve AYDEM’de çalıştım. Kamu işçisi olarak girdiğim işten enerjinin özelleştirilmesiyle özel sektör işçisi olarak emekli oldum. Özelleştirmelere karşı mücadele ettik, eylemler yaptık ama özelleştirmeleri, kamunun, halkın mallarının şirketlere satılmasını engelleyemedik. Ancak mücadeleden de vazgeçmedik. Türk-İş’e bağlı TES-İŞ sendikasının işyeri baş temsilciliğini ve sonrasında şube sekreterliğini yaptım. Enerji işçisi olarak emeğin, kamunun çıkarları için verilen mücadelenin içerisinde yer almaktan geri durmadım.” “Elektrik özelleştirildi bugün halk elektrik faturasını ödeyemezken şirketler yüzde 300-400 kâr açıklıyor” diyen Göçer sözlerini şöyle sürdürdü; “Sıra geldi dağdan akan suyun özelleştirilmesine. Bugünkü haliyle bile halk içme suyuna, musluk suyuna normalin üstünde bedel öderken Denizli Büyükşehir Belediyesi su faturalarını enflasyona endeksledi. Suyun bedeli her ay yükseliyor. Bu karar Denizli Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nden geçerken bu kararın altında AKP’li Meclis Üyeleri’nin de CHP’li Meclis Üyeleri’nin de imzası vardı. Eğer bu karar halka sorulsaydı, burada bulunan dostlardan kim onay verirdi? Emek Partisi olarak, “Su faturalarında indirim yapacağız” demiyoruz! Su, elektrik, doğalgaz, barınma, ulaşım halkın temel ihtiyaçları halka ücretsiz sunulmalı diyoruz. Yoksulluk sınırı altında geliri olanların faturaları ‘yerel ve merkezi iktidar tarafından karşılansın’ diyoruz.” 

“HALKA 5 YILDA BİR DEĞİL HER GÜN SORULMALI”

Kentte emekçilere söz hakkı tanınmadığını dile getiren Göçer, Sayıştay raporlarına rağmen usulsüzlüklerin devam ettiğini belirterek halk denetiminin hakim kılınması gerektiğini söyledi. Kentin Halk Meclisleri ile yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Göçer, “Halka 5 yılda bir değil her gün sorulması gerekiyor. Halkın atanmış adaylar arasından değil kendi seçtiği adaylar arasından seçim yapması gerekiyor. Belediye Başkanı’nın maaşı en yüksek işçi maaşından fazla olmamalı, halk dilediğinde Belediye Başkanını görevden alabilmeli. Tek adam rejimi halkın iradesini yok sayarak belediyelere kayyum atıyor, milletvekillerinin vekilliğinin düşürüldüğünü ilan ediyor. Tek adamın yönettiği değil halkın yönettiği, halkçı, demokratik belediyecilik, bütçenin müteahhitler için değil halk için belirlendiği yönetimler için halkı mücadeleye, bu gidişata dur demeye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.