EĞİTİM İŞ'TEN YARIYIL KARNESİ

Tüm Türkiye’de eğitim öğretim yılının ilk yarısı tamamlandı. Eğitim İş Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan eğitimde yaşananları değerlendirme raporu olarak yayınladı.

  • 22 Ocak 2021 - 19:28
  • Son Güncelleme : 25 Ekim 2022 - 13:16

Tüm Türkiye’de eğitim öğretim hayatının ilk yarısı tamamlandı. Covid-19 gölgesinde geçen ilk yarıda öğrenciler uzaktan eğitime tabi tutuldu. Zaman zaman aksaklıkların yaşandığı 2020-2021 eğitim öğretim hayatını Eğitim İş Denizli Şube Başkanı değerlendirdi. Aydoğan “Göreve başlarken “Türkiye'nin eğitim sisteminin tamamını, tüm alt sistemleriyle birlikte geleceğe hazırlayacağız”  diyen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un bu sözleri hala hafızalardayken, eğitimi geleceğe taşımak bir yana dursun, yıllarca geriye götüren uygulamalara sahne olmuştur” dedi.

“EN AZ 4 MİLYON ÖĞRENCİ UZAKTAN EĞİTİME ULAŞAMIYOR”

Aydoğan’ın değerlendirmesinde ele alınan ilk konu uzaktan eğitim ile daha da gün yüzüne çıkan ‘eğitimde eşitsizlik’ başlığı oldu.

Aydoğan bu konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığının 7 milyon 383 bin 213 öğrenci ve 1 milyon 30 bin 516 öğretmenin EBA’dan (Eğitim Bilişim Ağı) faydalanmasını belirttiğini ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, okulların kapalı olduğu dönemde uzaktan eğitime ulaşamayan öğrenci sayısının 1,5 milyon olduğunu açıklamasına rağmen, Türkiye’de en az 4 milyon öğrenci uzaktan eğitime ulaşamadığını söyledi.

Aydoğan bu öğrencilerin eğitim sürecinden tamamen koptuğunu belirterek yoksul ailelerin çocuklarının her geçen gün eğitim sürecinden kopmakta olduğunu ve bu durumun giderek okul terkiyle sonuçlandığını ifade etti.

“UZAKTAN NOT VERMEYE DAVA AÇTILAR”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimin uzaktan mı yüz yüze mi olacağına karar verememesini eleştiren Aydoğan “Var olan eşitsizlikler uzaktan eğitimle daha da derinleşmişken, MEB yönetmelik değişikliği ile uzaktan eğitimde not verme uygulamasını hayata geçirmek istemektedir. Bir taraftan üzerine düşen görevden kaçarak eğitimde fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik adımlar atmayan MEB, diğer taraftan öğrenciler arasında haksızlığa ve adaletsizliğe yol açacak uygulamalara imza atmakta ve hatada ısrar etmektedir. Eğitim-İş, söz konusu düzenlemenin iptali için Danıştay’da dava açmıştır” dedi.

DİN DERSİ DAYATMASINA İDARİ SORUŞTURMA İSTEMİ

Eğitim İş Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan değerlendirmesinde ikinci başlık olarak seçmeleri derslerde din derslerinin dayatılmasını ele aldı.

Aydoğan “Çocukların zihinsel yönelim ve becerilerine göre bir eğitimden geçmelerini sağlayacak sistem" lafını dilinden düşürmeyen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, başında oturduğu Bakanlıkta kendi söylemiyle bu kadar çelişen bir uygulamanın nasıl olduğunu kamuoyuna açıklamalıdır. Eğer konuşmalarındaki "çağdaşlık" vurgusu "takiyye" değilse, derhal harekete geçmeli, seçmeli dersleri tüm okulları imam hatipleştirmenin bir aracı olarak kullanmaya çalışan bu yöneticilere yönelik idari soruşturma başlatmalıdır” ifadelerini kullandı.

 “EĞİTİME AYRILAN BÜTÇE AZALTILDI”

Aydoğan üçüncü başlık olarak eğitim bütçesini ele aldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinin salgın koşullarına rağmen 2021 yılı için 146 milyar 929 milyon TL olarak belirlendiğini aktaran Aydoğan “ Bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bu miktar, eğitimin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan, eksiklikleri gidermekten ve uzaktan eğiteme erişimde fırsat eşitliği sağlamaktan oldukça uzaktır. AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay % 17,18 iken, 2021 yılı itibariyle bu oran yüzde 7,69’a gerilemiştir” dedi.

“ÖĞRENCİLER EĞİTİMDEN KOPARTILDI”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ülkede lise çağındaki gençlerin yüzde 50’ye yakınının eğitimde yer almadığını açıkladı. 15-19 yaş grubundaki 6 milyon gencin, 1 milyon 249 bini ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor.

Aydoğan dördüncü başlık olarak bu konuyu ele alırken “2012 yılında getirilen 4+4+4 sisteminin ardından açık lisede okuyan öğrenci sayısı 940 binden 1 milyon 389 bin'e yükselmişti. Aynı dönemde lise öğrenci sayısındaki artış oranı yüzde 15,8 olurken açık öğretim lisesinde okuyanların artış oranı yüzde 32,4 oldu. Bu durum, eğitime erişimdeki ciddi problemleri göz önüne sermektedir” dedi.

Eğitim İş Denizli Şube Başkanı Aydoğan eğitim emekçilerinin sorunlarını “Geçtiğimiz dönem, eğitim emekçileri için de sıkıntılı bir dönem olmuştur. Pandemi sürecinde eğitim emekçisinin, önce canı hiçe sayılmış, "hayat eve sığar" kamu spotları eşliğinde gereksiz organizyonlara katılmak zorunda bırakılmıştır. Ardından gönüllülük esasının işletilmesi gereken koronayla mücadele organizasyonlarında keyfi olarak görevlendirilmiştir. Şimdi ise uzaktan eğitim, öğretmenler için adı konulmamış bir mobbing olarak sürdürülmektedir” şeklinde aktardı.

“ÖĞRETMENLER BORÇ BATAĞINDA”

Eğitim İş Sendikasının her yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde yaptığı araştırmanın, bu yıl her zamankinden daha acı sonuçlar verdiğini aktaran Aydoğan eğitim emekçilerinin ekonomik dar boğazda olduğunu vurguladı.

Aydoğan “Öğretmenlerin %44’ü ev kredisi, 23. %30’u araç kredisi, %25’i ise çocuklarının eğitimi için çektiği kredileri ödüyor. Borç batağındaki öğretmenlerin %26’sı ek iş yapıyor. Öğretmenlerin %59’u ise gelecekten ümitli olmadığını ifade ediyor” şeklinde araştırmadan örnekler verdi.

MELİH BULU ATAMASINA TEPKİ

Aydoğan son başlık olarak üniversiteleri ele aldı. Aydoğan “Tepeden inme getirilen üniversite rektörlerinin akademik durumunu ise Üniversite Araştırma Laboratuvarı’nın raporu ile ortaya çıktı. Tüm fakülte türlerinde okuyan 39 bin 386 öğrenci ile görüşülerek hazırlanan raporda, hem araştırma hem de öğretim kalitesi açısından Türk Yükseköğretim Sisteminin can çekiştiği, üniversite yönetimlerinin öğrenci beklenti ve taleplerini karşılayamadığı vurgulandı.” diyerek Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Melih Bulu’nun atamasını eleştirdi.

EĞİTİM İŞ’TEN BAKANLIĞA ÇAĞRI

Son olarak açıklamasını Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrı yaparak bitiren Aydoğan eğitim mücadelesinin içinde olmaktan gurur duyduklarını belirtti.

Aydoğan açıklamasının sonunda “Eğitimin paydaşlarından göstermelik olarak görüş almak yerine, fikirlerimize ve önerilerimize gerçek anlamda kulak vermelisiniz. Durum ağırlaşmakta, enkaz toparlanamaz hale gelmektedir. Ancak tüm bu karanlık tabloya rağmen, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitim neferleri, O'nun gelecek nesilleri emanet etmeye layık bulduğu öğretmenler olarak parasız, bilimsel, laik, çağdaş bir eğitim sistemi için işimiz, ekmeğimiz ve çocuklarımızın geleceği için mücadele etmekten onur duyuyoruz” dedi.