DENİZLİ'DEKİ TRENDYOL İŞÇİLERİ: ROBOTLARI BİLE GEÇTİK, AMA BEDELİNİ AĞIR ÖDÜYORUZ
Efora, Koza, Bofor, Prestij, Webhelp gibi şirketler Trendyol’a esnek iş gücü sağlıyor. Bu şirketlerin Trendyol’a gönderdikleri kadın işçiler, saatte ortalama 900 barkod okutuyor.
- 08 Ağustos 2024 - 09:13
- Son Güncelleme : 08 Ağustos 2024 - 09:17
E-ticaret tekellerinden Trendyol, internet sitesinde sürdürülebilirlik planlarından şöyle bahsediyor: “Kadının güçlenmesi girişimlerini gururla destekliyor ve gelecek nesillere en modern eğitim fırsatlarını sunuyoruz…” Trendyol’un dağıtım istasyonlarında çalışan kadın işçiler ise yoğun çalışma temposu altında eziliyor, sürekli yük indirip kaldırdıklarından bel fıtığına yakalanıyor. Denizli’deki işçiler, İstanbul’da robotların ulaştığı barkod okuma sayılarını manuel olarak aştıklarını söylüyor.
Efora, Koza, Bofor, Prestij, Webhelp gibi şirketler Trendyol’a esnek iş gücü sağlıyor. Bu şirketlerin Trendyol’a gönderdikleri kadın işçiler, tırdaki yükleri kaldırıp indiriyor, paketleri ayrıştırıyor, saatte ortalama 900 barkod okutuyor. Barkod okutma işlemi İstanbul'da otomasyon eliyle yapılırken Denizli gibi illerde manuel olarak yapılıyor. Denizli’den Trendyol işçileri kimi aylar İstanbul’da robotların ulaştığı ortalama sayıyı aştıklarını söylüyor. İşe girdikleri ilk aylarda kurumsal şirkette çalıştıklarını düşünen işçiler aylar geçtikçe dayı başı düzeninde çalıştıklarını fark ediyor.
"TUVALETTE BİLE TAKİP VAR"
Trendyol’un Denizli’deki dağıtım istasyonunda çalışan bir işçi belli bir iş tanımı olmamasından yakınıyor: “Birkaç ay önce verimliliği artırmak için çeşitli denemeler yaptılar. Önce kadınları tır indirmeye verdiler, erkekleri sıralamaya, sonra tersini denediler. Bel ağrısı yaşayan kadın arkadaşlar oldu. İşe girişte sözlü olarak ‘Kadınlara pozitif ayrımcılık yapıyoruz’ dediler. Kadınlar neredeyse bel fıtığı olacak. Şimdi de işe devam primi getirdiler. İstiyorlar ki kimse rapor almasın, hasta olmasın, çocuğu hastalansa doktora götürmesin. Kameralar sürekli kayıtta. O da yetmiyor, güvenlikler fotoğraf çekip anlık bildirim yapıyor. Kim tuvalete gitmiş, kim kaç dakika kalmış, not tutuluyor. 10-15 kişilik ekip sürekli değişiyor. Biz işe girenin adını öğrenene kadar bir bakıyoruz işten çıkmış. 18-20 yaşında gençler işin ağırlığına dayanamıyor...”
"PRİM ALAMAMAYA BAŞLADIK"
İstanbul’da paketlerin barkodları otomasyonlu bant sisteminden okutulduğunu aktaran bir başka işçi, “Bizim burada yaptığımız barkod okutma işini İstanbul’da robotlar yapıyor. Saatte bazen 800 bazen 900 barkod okutuyoruz. Robotların ortalamasını geçtiğimiz aylar oluyor. Robotlardan bile çok çalışıyoruz. Robotlaştık sanıyorduk meğer robotları da aşmışız. Çeşitli puanlamalara göre prim alıyoruz. Davranış tutum puanı, devamsızlık puanı, hata dosyası gibi kriterlerden puanlanıyoruz. Puan 3 ila 3.50 arası ise yüzde 10, 3.50 ila 4 arası ise yüzde 12.5, 4 üstü olunca yüzde 15 prim alıyoruz. Aylarca prim alan arkadaşlar son aylarda alamamaya başladı. Nerelerden puan kırılıyor, hatamız ne bilmiyoruz” diye konuştu.
İş yerinde talep şikayet kutusu olmadığını söyleyen bir işçi onun yerine birebir görüşmelerde şikayetlerini dile getirebildiklerini ancak şikayet edenin daha fazla baskı gördüğünü anlattı. “İyileştirme isteyenin işi daha kötüye gidiyor” diyen işçi şöyle devam etti: “En son anket çalışması yaptı Trenyol’un kendisi. Biz de yazdık ne varsa. Yetkili biri bizi dinlemeye geliyor diye sevindik. Ne sorun yaşıyorsak anlattık. Yetkili bizim insan kaynaklarıyla yemek yedi gitti. Baskılar daha da arttı. Bazıları hiç iş yapmazken şikayet eden ağır işten ağır işe sürülüyor!”
SENDİKALAŞMA ÇAĞRISI
Şef, müdür, Trendyol yetkilisine kadar sorunların düzelmesi için her yolu denediklerini anlatan bir işçi, artık sorunların sendikalaşmakla çözülebileceğine ikna olduklarını aktardı. Baskılara dayanamayıp ayrılan, istifaya zorlanan işçiler olduğunu dile getiren işçi, “Başta iyi gibiydi, kurumsal firmada çalışıyoruz diye düşünüyorduk. Zaman geçtikte dayı başı düzenine döndü. Trendyol merkezine kadar ilettik sorunlarımızı, daha da kötü oldu. Artık arkadaşlarla sendikaya mı üye olsak diye konuşmaya başladık. Madem tek tek bizi dikkate almıyorlar sendikayla otursunlar masaya. İnsanca çalışmak istiyoruz, çok mu şey istiyoruz? ‘Ben gemileri yaktım’ diyen arkadaş da var ama sabır diyoruz. El birliğiyle düzelteceğiz durumları. Diğer illerde aynı durumda çalışanlar varsa onlara da buradan seslenmiş olalım. Biz sendika şubesinin bulunmadığı Denizli’de bile bunu tartışmaya başladıysak gelin insanca çalışmak için el ele verelim.”
Kaynak: Evrensel / Hilmi Miynat