CHP’DEN 10. YILINDA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ RAPORU

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, İnsan Hakları Eylem Planı açıklanan ülkemizde İlk imzacısı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi feshedilirken, iktidarın kadınlara, şiddetin önlenmesine yönelik İnsan Hakları Eylem Planı’ndaki vaatlerine dair, Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Vakfı’nın paylaştığı bilgi notundaki tespit ve kaygılara dikkat çeken 10. Yılında İstanbul Sözleşmesi Raporu yayınladı.

  • 21 Nisan 2021 - 14:22
  • Son Güncelleme : 25 Ekim 2022 - 13:16

İstanbul Sözleşmesi kabulünün 10. Yılında Avrupa Kadın Lobisi (AKL) tarafından 14 Nisan 2021 tarihinde yayınlanan “Kadınlar ve Kız Çocuklarının Erkek Şiddetinden Özgür Olduğu Bir Avrupa’ya Doğru” raporunu Türkçeye çevirdiklerini, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin kesin olarak sona erdirilmesi için önerilerle Türkiye’nin raporda ne şekilde yer aldığına dair tespitleri özetledikleri belirten Gülizar Biçer Karaca; raporun İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesinde ne kadar etkin olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.

Rapordan öne çıkan başlıklar:

BİR YANDA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLME KARARI BİR YANDA İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI

Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği’nin 7 Nisan 2021 tarihinde açıkladığı bilgi notuyla; Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Mart ayında açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’nda kadınlar ve şiddet ile ilgili maddelere dikkat çekmiş, kaygı ve çekince yaratan durumlara bilgi notunda yer vermiştir. Kadın örgütlerinin kaygılarını paylaştıklarını belirten Gülizar Biçer Karaca; Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği’nin de dikkat çektiği noktalar konusunda takipte olduklarını belirtti.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDE YASAK OLAN ARABULUCULUK SİSTEMİ

“Eylem Planı’na göre; boşanma davalarında aile arabuluculuğu müessesesi kurulacaktır. Bununla birlikte, İstanbul Sözleşmesi’nin 48. maddesine göre, Sözleşme kapsamında yer alan her türlü şiddet olayıyla ilgili olarak, arabuluculuk da dahil olmak üzere, zorunlu anlaşmazlık giderme alternatif süreçleri yasaklanmıştır.” Kadın örgütleri iktidarın Sözleşmeden çekilme kararını ilan etmişken, aile arabuluculuk sisteminin kadına yönelik şiddeti de içeren boşanma davalarında da uygulanacağından endişe duyduklarını ifade etmektedir.”

PSİKO-SOSYAL DESTEK ADI ALTINDA BOŞANMAMAYA İKNA ÇABASI

“Planda boşanma sürecinin olumsuz etkilerini en aza indirmek için çiftlere ve çocuklara süreç hakkında bilgi verileceği ve ihtiyacı olanlara psiko-sosyal destek sağlanacağı açıklanmaktadır. Bu madde ilk bakışta olumlu görülmesine rağmen, aynı Planda kurulacağı açıklanan “aile arabuluculuk müessesesi” de dikkate alındığında, bu tür psiko-sosyal desteğin kolaylıkla bir tür “ikna etme” çabasına dönüşeceği anlaşılmaktadır.”

SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLEN TÜRKİYE’DE ISRARLI TAKİP AYRI SUÇ OLARAK DÜZENLENECEK Mİ?

“İstanbul Sözleşmesi’ne uygun olarak tek taraflı ısrarlı takibin ayrı bir suç olarak kabul edilmesi gibi bazı olumlu taahhütler bulunmasına rağmen, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme söz konusu iken tüm bu taahhütlerin toplumsal cinsiyet temelli şiddet ile mücadelede etkili ve kapsamlı şekilde nasıl uygulanacağı şüphelidir.”

Avrupa Birliği’ndeki kadın örgütlerinin dahil olduğu en büyük şemsiye organizasyon Avrupa Kadın Lobisi (AKL) Raporuyla; İstanbul Sözleşmesi’nin ilk 10 yılında 19 AB üyesi ve aralarında Türkiye’nin de olduğu 4 üye olmayan ülke ile toplamda 23 ülke arasında yapılan incelemede İstanbul Sözleşmesi’nin pozitif etkileri olduğu ortaya çıkarıldı.

62 MİLYON KADIN ve KIZ ÇOCUĞU, FİZİKSEL YA DA CİNSEL ŞİDDET MAĞDURU

AB kapsamındaki her 3 kadından biri 15 yaş sonrası (62 milyon kadın) fiziksel ya da cinsel şiddete maruz bırakılmıştır.

10 kadından biri en az bir kere cinsel şiddetin herhangi bir türüne maruz bırakılmaktadır.

Her saniye; bir kadın cinsel tacizin bir veya daha çok türüne maruz kalırken 5 kadından biri takip yoluyla tacize maruz bırakılmaktadır.

31 ülkenin 19’unda (%61) kadına yönelik erkek şiddetinin istatiksel verilerden açıkça anlaşılamadığı da yer almıştır.

31 ülkenin 19’unda (%61) kadına yönelik erkek şiddeti, istatiksel verilerden açıkça anlaşılamamaktadır.