BUGÜN 5 EYLÜL

Servet Diker'in kaleminden "Bugün 5 Eylül"

  • 05 Eylül 2022 - 12:16
  • Son Güncelleme : 25 Ekim 2022 - 13:16

Bundan tam 9 sene önce, Allah tarafından bana kutsanmış olan Engelli oluşumun, Avrupa Birliği uyum yasalarınca Anayasal hak olarak tanınan “2022” sayılı ‘65 YAŞINI DOLDURMUŞ MUHTAÇ, GÜÇSÜZ VE KİMSESİZ TÜRK VATANDAŞLARINA AYLIK BAĞLANMASI’ kanunu ile bağlanan 3 aylık ödenek, şahsıma belirtilmiş hususlar ve resmi belgeye dayanan hususa aykırı bir şekilde kesildi. Dönem dönem Engelli Yurttaşlarımız bu tip sıkıntılarla karşı karşıya kalmış; kimileri hakkını zar zor hukuki süreçlerle elde ederken, kimileri de bu hakkı yine de elde edememiştir.

Sosyal Devlet denilen kavramda; yaşanılan topraklar üzerinde, kişinin tüm haklarının hükümet tarafından koşulsuz karşılanmasıdır. Bu nedenle yaşadığım haksızlık neticesinde, dönem hükümetinin, hakkıma gasp etmesi ve Sosyal Devlet kavramını yerle bir etmesidir.

Gelelim şimdi, bu kesintinin nasıl yaşandığına.

2013 yılının Mayıs sonlarında başlayan ve büyük bir halk hareketi olarak devam eden Gezi Parkı Eylemlerine, anayasal hakkımı kullanarak katıldım. Herhangi bir taşkınlık, herhangi bir anarşist faaliyet göstermediğim halde, Eylül’ün 5’inde Engelli maaşımı çekmek için PTT’ye gittim. PTT’den şahsıma ödenen miktar 30,14 ₺ idi. Veznede ki memura “Bu kadar mı?” diye sorduğumda “Evet, bu kadar yatırılmış. Sanırım maaşını kesmişler” dediğinde gerekli kurumlara başvuru yapmamı söyledi. Yaptığım her başvuruda önüme farklı sebeplerden dolayı kesintiye uğradığını sundular. Hal böyleyken ben de Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavına hazırlanmaya başladım. Bu hazırlık esnasında işinden olan, maaş kesintisi yaşayan ve hatta kriterleri uymasına rağmen herhangi bir geliri dahi olmayan kursiyerlerle tanıştım. Maaşı kesintiye uğrayan arkadaşlara da bilinçli açıklama yapamamış, memur arkadaşlar. Sınav geçtikten sonra da kendime bir yol çizmeye karar verdim. Memur da olamıyordum, gerek kamusal gerekse de özel sektörde istihdam olamıyordum. En oluru, en meşakkatli iş olan siyaset arenasıydı. Yavaş yavaş Engellilerimiz haklarını öğrenmeye başladım ve kendi kendime dedim ki “Mecliste neden Özel Gereksinimli Bireyler hakkında herhangi bir çalışma yapılmıyor ? Ya da yapılıyor fakat Sosyal Devlet kavramında yeterliliği bulunmamakta.” diyerek, ilk adımı 2019 Yerel İdari ve Mahalli seçimlerinde Belediye Meclis Üyeliğine soyundum. Baktım ki Meclis Üyesiyken herhangi bir dişe dokunur işlem yapamıyor, Özel Gereksinimli yurttaşlarımıza ulaşamıyorum, en iyisi mi ben Türkiye Cumhuriyeti’nin yasama organı olan Meclis içerisinde bulunmaya karar verdim ve 17 Eylül 2021 gününde kürsüden Milletvekili isteğimi açıkladım.

Bu süreçte görüştüğüm Engelli vatandaşlarımın tek bir isteğinin olduğunu gördüm. Kendi seslerini duyurabileceği, onları anlayanın değil onlarla birlikte yaşayanın; onların sesi olması gerektiğini söylediler. Bu talepler benim, daha emin adım atmama vesile oldu.

Daha dün yaşamış olduğum bir olayı anlatacağım sizlere. Eski sinemanın çıkışında engelli bir vatandaşla karşılaştım. Halini hatrını sordum “Çok şükür be kanka” demekle yetindi, acı acı yutkunarak. Ortopedik Engelli bir birey olduğum için, tekerlekli ve akülü tekerlekli sandalyelerin her şeyiyle fazlaca ilgim ve alakam var. Arkadaşım benim kullanmış olduğum akülü tekerlekli sandalyeye baktı yanında ki bir vatandaşımıza “Ağabey bu araç çok pahalı” dedi. “Evet” dedim “Gerçekten çok pahalı. Fakat pahası üretiminden, sağlamlığından ya da arz – talep meselesinden değil, döviz kurundan kaynaklı bir pahalılık” dediğimde, ‘Haklısın’ dermişcesine kafasını salladı ve ekledi.

-Ben çok uğraştım akülü araba almak için. Baktım param çıkışmayacak topladım tüm belgelerimi, vardım Belediyeye. Belediye önüme bir sürü, adını prosedür koydukları zorlukları çıkarttı önüme. Onların da yeterliliğini sağladıktan sonra arabayı bana verdiler” dedi.

“Yok mu abi bu prosedür zorluğuna bir dur diyebilecek” diye de ekledi.

Buradan Meclis içerisine açık çağrımdır. Özel Gereksinimli vatandaşlarımızın haklarıyla artık uğraşmayın. Belirli kriterler (Kişi başına düşen hane gelirinin ortalaması gibi) artık kaldırılmalı. Özel Gereksinimli Bireyler de istihdam edilmeli, herhangi bir kriter olmaksızın hak edilmişliklerini almalılar. Sizler rahat bir şekilde, kimseye bağlı olmaksızın hareket ederken, Engelli vatandaşlarımı kısıtlayamazsınız. Engellilerimize, engel olamazsınız. Her 3 Aralık Dünya Engelliler Gününde ve 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftasında 3-5 saatliğine anımsayıp, geri kalan hayatınızı onlar yokmuşçasına devam ettiremezsiniz. Hem muhalif hem iktidar tüm Milletvekillerine sesleniyorum. Özellikle iktidarın vekillerine...

Sarayın değil, halkın vekili olun artık. Çıkıp sansasyon yaratacak, gündem sarsacak söylemlerle değil, eylemlerinizle birlikte değin artık Engellilere. Muhalif Vekillere de diyeceğim şudur. Kendi koltuğunuzu bir dönem daha tutabilmek için değil; halka umut olmak, halka ışık saçmak için görevinizi yapın.