AYŞE TUĞBA TEMEL'İN KALEMİNDEN - HARMAN

  • 17 Eylül 2019 - 21:13
  • Son Güncelleme : 25 Ekim 2022 - 13:16

2 yılı geçti yazılarıma ara vereli. Belki 1 Kasım sonrası fırtınanın dinmesi, belki biraz dinlenme gereği ama bu sürede hiçbir gazetede yazmadım. Biliyorum darılan, gönül koyanlar oldu ama bazen bir köşede izlemek en güzeli.

En son Denizli seyahatinde bizim acar gazetecimiz ondan da öte kardeşim Mehmet ısrarla yazmam gerektiğini anlattı durdu, velhasıl ikna etti. Hayırlısı olsun diyelim ve bir beyin fırtınası ile başlayalım.

Ülkemiz gerçekten büyük bir tehditle karşı karşıya, öylesine bir kıskaç içerisindeyiz ki bir tarafta Terör hamisi Abd Irak ve Suriye'de bir Kürdistan kukla devleti kurma amacında diğer tarafta Rusya bölgede tam hakimiyet kurup gücüne güç katma derdinde. Her ikisine de güvenilmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Tek umudumuz Syn. Devlet BAHÇELİ'nin şuan Devlet üzerindeki tam hakimiyeti. Bu kıskaçtan hem terörü yok edip hemde istediğimizi alıp rahat edeceğimize inancımız tam. Yeter ki dış güçlerin Türkiye'de ki muhteşem birliğin yani Cumhur İttifakının bozulmasına yönelik oyunlarını boşa çıkaralım.

Tabi bu küresel oyunlarda ekonomimiz ister istemez sıkıntı yaşıyor. Bu zor günlerde tıpkı 1974 Kıbrıs Hareketi zamanında olduğu gibi bir ekonomik seferberlik, dayanışma ülkemizi rahatlatacaktır. Toplumun kanayan büyük yaralarından biri de maalesef kadın cinayetleri. Her gün bir kadın cinayeti duymak artık olağan hale geldi. Bu konuda ileride daha detaylı yazarız lakin şunu kabullenelim ki bu cinayetler sadece cezaların arttırılması ile çözülmez. Burada asıl sorun 12 Eylül kalleş darbesi ile Türk aile yapısının bozulmasına yönelik faaliyetlerin etkin olması. Her şey ailede başlar bunu unutmayalım. Özellikle erkek çocuklarınızı yetiştirirken namusun sadece karşı cinsin üzerinde bir kavram olmadığını iyice öğretmek gerek. Sonrası eğitime kalıyor ki.. Eğitim sadece derin bir offff çekmek geliyor içimden. Diyarbakır'da ki annelerinin eylemini anlamlı ve terörün panzehiri olduğunu sosyal medyadan sürekli yazdım. Sadece bu eylem siyaseti ve Şehit ailelerimizle bunları asla kıyaslamamayı kalın çizgilerle belirtmek gerek. Bu ve bu tür eylemler terörü bitirir. Zaten terör örgütü benim hatırladığım ilk defa koca bir yazı eylem yapamadan bitirdi. Kafasını kaldıranın kafası anında ezilince, Askerimiz ve polisimiz siyaseten bir Devlet BAHÇELİ duruşunu görünce ne terör kalır nede terörist. Bu konuda çok sorgulanacak konu var inşallah tarih bu mücadelede zaafiyet gösteren hainleri yazacaktır.

Fetö ile mücadele de siyasi ayak henüz ayakta bu konu toplumun en büyük ızdırabı. Ağlak Arınç gibi terör sevicilerin Külliyeden maaş alması içimizi kanatıyor. İnşallah DEVLET beyin Arınç hakkındaki son açıklaması gerçekleşecek ve bu boş boğaz zat inine çekilecektir.Uzun bir aradan sonra siyaseti yazmak pek istemiyorum ama MHP'nin Ülkemizin genelinde müthiş bir ivme kazandığı artık gözlerden kaçmıyor. Bu yaz değişik bölgelerde 15 ilimizi gezdim her yerde DEVLET bey dendiğinde inanın akan sular duruyor.

Denizli'de çok değişen bir durum yok. Kendi iç çekişmelerinden halka ulaşamayan bir yapı, bunun engellenmesi için mücadele eden başka bir yapı... Yani aynı tas aynı hamam. Sadece buradan bir tespiti paylaşmak istiyorum. Cumhur ittifakı karşılıklı saygı gerektirir. Takip ediyorum MHP il Başkanlığı faaliyetlerinde hatta Hac arkadaşlıklarının yazımında dahi Akp yöneticilerini ismen belirtmekten imtina etmezken, Akp sayfalarında resimleri paylaşıp MHP il başkanını veya yöneticilerini es geçmeleri gözlerden kaçmıyor. Kişiler gelir geçer ama MHP bakidir ve herkesin gereken saygıyı göstermesi de gereklidir.

Uzun bir aradan sonra ilk yazımızda sürç-i lisan ettiysek affola. Selam ve dua ile kalın.