GEZİ YAZISI - MUSTAFA SÖNMEZ'İN GÖZÜNDEN ALTINDERE

Bu yazıyı yazarken heyecanlandım açıkçası çünkü bu seferki güzergahım, kendimi yorgun hissettiğim haftalarda şehir dışına çıkamıyorsam kendimi her seferinde keyifle attığım; Denizli’deki çoğu fotoğrafçının da bildiği yer olan Altındere.

  • 23 Mart 2019 - 19:31
  • Son Güncelleme : 25 Ekim 2022 - 13:16

Bu yüzden biraz zor olacak betimlemek ama en azından orayı benim gözümden size anlatmaya çalışacağım.

Konum olarak şehir merkezine çok yakın olmasın rağmen şehrin hengamesinden bir anda kurtulduğunuzu hissettiğiniz bir yer. Çünkü bu konuma geldiğiniz an asfalt yolun hemen alt tarafında bir vadi içinde akan bir dere karşılıyor sizi ve hemen içine çekiyor doğa.

Öncelikle başlangıç noktasında 2 farklı yol var; birinci seçenek vadiye inmeden yukarıdan patika boyunca sadece yürüyüş yapabileceğiniz bir güzergah, ikinci seçenekse tamamen vadinin içi ve zor şartlar.

Ben genelde vadi içinden ilerleyip ardından taş köprü civarından yukarı çıkıp patikadan dönmeyi tercih ediyorum çünkü yukarıda patika yolda yer yer evler, küçük küçük bahçeler ve tarlalar var. İnsanlar gelen doğaseverlere o kadar alışmışlar ki bir taraftan muhabbet edip bir taraftan sizin fotoğraf talebinize güler yüzle evet cevabını verebiliyorlar.

Vadiye ilk girdiğimde dere boyu yürüyecek olmak aslında çok da zor görünmemişti gözüme; ancak ilerledikçe fark ettim ki derenin sağından ya da solundan gidin fark etmez, öyle yerler geliyor ki karşınıza mecburen karşıya geçmek zorunda kalıyorsunuz.

Yer yer 2-3 metre gibi genişliğe sahip noktalarda taşların üzerinden atlayarak geçmek zorunda kaldığınızı, hatta çoğu yerde uygun adımı atacağınız kaya bulamadığınız için kenardan kaya taşıyıp suyun içine attığınızı ve kendinize adım atma noktaları yapmak zorunda kaldığınızı hayal edin. Ve bunu 1-2 kere yapıp kurtulamıyorsunuz. Bu yüzden gittiğiniz mevsimin önemine dikkat etmenizi tavsiye ederim.

Çünkü bir keresinde kış vakti gidip, 2 kaya arasını normal şartlarda zor da olsa atlayabileceğim bir noktada, tam atlarken sırtımdaki çantanın ağırlığını unutup ayağımın birinin buz gibi kar suyunun içinde kaldığını belirtmek isterim. Bunun gibi şeyleri yaşayıp vereceğiniz tepkiler sizin elinizde ama ben geri döndüm mü, hayır; ve ardında bu fotoğrafları elde ettim.

Size burası için mevsim olarak özellikle tavsiyem, sonbahar. Çünkü yerlerdeki sararmış yapraklar sebebiyle toprağa basamayacaksınız. Su sesi ve toprak kokusunu, yeşil ve kahverenginin uyumunu harika bir görsel şölen eşliğinde vadi size bir bütün halde yaşatacak. Bu sebeple( vadi boyunca ilerleyecekseniz çok yüklenmeden) yiyecek-içeceğinizi alarak bir sonbahar sabahı gidip, vadinin akşama kadar devam eden huzurunu yaşamanızı öneririm.

Biriktirdiklerim yettiğince size Altındere’yi anlatmaya çalıştım. Umarım tüm seyahatleriniz zihninizde güzel kareler bırakır.

Bir sonraki güzergahta görüşmek üzere.