ALTIN YUMURTLAYAN TAVUĞU KESMEYİN!

Türkiye’nin geleceğini aydınlatacak en önemli sektörlerden birinin, makinecilik sektörü olduğunu söyleyen, bu sayede makine ithalatı nedeniyle kaçan milyarlarca dövizin ülkemizde kalmasıyla birlikte, ülke ekonomisin önemli kazanımlar elde edebileceğini belirten Makina Sanayici İşadamları Derneği (MAKSİAD) Başkanı Mehmet Sarı “ Son 1 yıldır duraklama dönemine girdik. Suni teneffüslerle değil, daha güçlü ve kalıcı desteklerle rahat nefes almak istiyoruz” dedi.

  • 17 Haziran 2019 - 10:58
  • Son Güncelleme : 25 Ekim 2022 - 13:16

Sadece Denizli’nin değil, ülkemizin bile turizm ve tekstilden sonra ihtiyacı olduğu en önemli sektörlerden birinin makine sektörü olduğunu ileri süren MAKSİAD Başkanı Mehmet Sarı, ithalat giderlerinin başında, yurtdışına ödetilen makine alımlarının geldiğini söyledi ve “ Bu yüzden de ülkemizin döviz açığını kapatmakta büyük sıkıntılar yaşıyoruz” diyerek, şöyle devam etti:

“Bilindiği gibi, son 10 yıla gelinene kadar, ülkemizin üretimine yönelik yatırım yapan işadamları, makinalarının hemen hemen hepsini, yurtdışına milyarlarca dolar döviz ödeyerek ülkemize getirmek durumunda kalıyordu. Çok şükür son 10 yıldır, Türk makine sektörü önemli gelişmeler gösterdi. Makine ihtiyacının küçümsenemeyecek bir bölümünü, artık kendi ülkemizden karşılar duruma geldik. Bu gelişme önemli ve sevindirici; ama kesinlikle yeterli değildir.”

Yerli firmalara yeteri kadar sahip çıkılmıyor…

Ülkemizin, yenidünya düzeninde hak ettiği yere hızla ulaşabilmesi için, makine sanayisine büyük iş düştüğünü, makine sanayisinin gelişmediği ülkelerin ise geri kalmışlık bataklığında çırpındığını da önemle vurgulayan MAKSİAD Başkanı Sarı “Biz makineciler, üzerimize düşeni fazlasıyla yapmak için yoğun çaba harcıyoruz. Ama geri dönüp baktığımızda, çok zor şartlar altında makine üretimi yapan yerli firmalarımızın, dış firmalarla ve dışarıdan ithal makine getirip satan firmalarla hemen hemen aynı şartlara sahip olduğumuzu görünce de üzülüyoruz” dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:

“ Denizli’de, MAKSİAD’ın yarattığı güç birliği ve dayanışma ortamı sayesinde makine sanayisinde çok önemli aşamalar kat ettik. Sadece iç piyasaya değil, yurt dışına bile makine ihraç eden onlarca firmamız ortaya çıktı. Bu tabi ki de çok sevindirici bir gelişme bizim için… Ama ne yazık ki, Türkiye de yerli üretim yapan makinecilerin üretmiş olduğu makinelerin aynısı makineler ithal edildiğinde, bizim yerli üretim yapan makinecilerin haklarının, aynısına sahip olabiliyorlar. Diğer bir deyişle, başka ülkelerin makineci firmaları, bizim ülkemizde de aynı haklara sahip bir şekilde satış yapabiliyor. Mesela ülkemizdeki üretim yapan yerli yatırımcılar teşvik belgesi kullanıyor; aynı o teşvik belgesini ithalat ettiği makinede de kullanabiliyor.

Bu, böyle olursa, biz kendi ülkemizin yerli üretim yapan makinecilerini nasıl koruyacağız ve onlara nasıl destek olacağız. Bizimle aynı şartlar da teşviklerden faydalandıkları için, rekabet açısından çok sıkıntılı ortamlar yaşıyoruz. Gümrük vergisi, KDV gibi, bizim haklarımızın aynısını onlarda kullanıyor. Birçok ülke, bu konuda yerli üreticisini ciddi oranlarda korurken, biz bu konuda adeta sınıfta kaldık. Ne yapıp edip, yerli üreticinin hem üretim sırasında ki hakları, hem de ihracat yaparken ki olanakları, genişletilerek korunmalıdır. Aksi takdirde, altın yumurtlayan tavuğu kendi elimizle, kesmiş oluruz.”

Faizler ve dövizdeki dengesizlik çöküşümüzü hazırlıyor…

Şu anda, Türkiye de sanayicilerin büyük bir bölümünün, yüksek faiz ortamı ve dövizdeki dengesizlikler nedeniyle yatırım yapamaz duruma geldiğini de söyleyen MAKSİAD Başkanı Sarı “ İşletmeler artık döngüyü sağlayamaz hale geldi. Faizlerin yüksekliği nedeniyle yatırım yapamayan makine sektörü, adeta bir çöküş sürecine girmiştir. En büyük problem bu yüksek faizdir. Yüksek faiz nedeniyle sanayici yatırım yapamaz duruma geldi. Döviz deki dalgalanmalar ve belirsizlik ise, bu işin tuzu biberi oldu. Böyle olunca da, üretim yapacak makinayı alamaz ve biz makineciler de makine üretemez duruma geldik. Bu faiz olayının da bir an önce uygun seviyelere çekilmesi, döviz piyasasının da istikrarlı bir hale getirilmesi gerekmektedir. Yoksa, birçok şirketin konkordato ilan edecek duruma düştüğünü, başta yetkililer olmak üzere, herkesin iyi bilmesi gerekiyor.

Kime soruyorsunuz?

Makine sektörüne yönelik çıkartılan teşviklerin ve yasal düzenlemelerin, Ankara’daki bürokratlar tarafından, işin içindekilere, işi bilenlere değil, kitap üzerinden tespitler yapılarak hayata geçirilmesinin yanlış olduğunu da söyleyenMAKSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sarı, tepkisini şu şekilde dile getirdi:

“Makine sektörüne yönelik çıkarılan teşviklerin, kimlere sorulup da uygulamaya konulduğunu anlamış değiliz. Bu teşvikler ve desteklerin adı konulurken, makine imalatçısına sorulmadan hayata geçirilmesi önemli sıkıntılara yol açmaktadır. Biz teşvik veriyoruz, demek ve konuşmak yetmiyor. Bu işi bilenlere danışmak ve ona göre hareket etmek gerekir.AyrıcaEkonomiyle ilgili art arda açıklamalar yapılıyor. Ama havan da su dövülüyor.Bu açıklamaların bize hiçbir katkısı ve etkisi yoktur. Bu böyle biline…”

Suni değil, kalıcı nefes almak istiyoruz…

Devletin de önemli teşvikleri devreye soktuğunu; ama bunun kesinlikle yeterli olmadığını, özellikle istihdam ve ihracat teşvikleri başta olmak üzere, birçok alanda daha köklü ve uzun soluklu desteklerin makine sektörüne sunulmasını gerektiğini de önemle vurgulayan MAKSİAD Başkanı Mehmet Sarı, son olarak şu görüşlere yer verdi:

“Üzülerek söylüyorum ki, şu anda birçok fabrika üretimde ve istihdamda büyük sıkıntılar yaşıyor. Özellikle son 1 yılda adeta duraklama dönemine girildi. Birçok makineci firma, onlarca yıl tecrübe edinen ustalarını bile çıkarma aşamasına gelmiştir. Acilen, mevcut çalışanların korunmasına yönelik tedbirler alınmalı, üretim ve ihracat destekleri başta olmak üzere, birçok konuda gerekenler yapılmalıdır. Geçici can suyu kredileri bize suni teneffüs etkisi yaratıyor. Halbuki, bize geçici değil, çok uygun ve uzun süreli kalıcı kredi ve istihdam destekleri verilmelidir.”